
5237 Sayılı TCK' nın Özel Hükümler başlıklı ikinci kitabının ''Topluma Karşı Suçlar'' başlıklı üçüncü kısmının ''Kamunun sağlığına karşı suçlar'' başlıklı üçüncü bölümünde; m.188'de ''Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti'' suçu, m. 191'da ise ''Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak'' suçu düzenlenmiş, aynı kanunun 192. Maddesinde ise ''Etkin Pişmanlık'' hükümlerine yer verilmiştir.
UYUŞTURUCU VEYA UYARICI İMAL VE TİCARETİ SUÇU
Madde 188-
(1) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal veya ihraç eden kişi, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis ve ikibin günden yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.(64)(65)
(2) Uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı fiilinin diğer ülke açısından ithal olarak nitelendirilmesi dolayısıyla bu ülkede yapılan yargılama sonucunda hükmolunan cezanın infaz edilen kısmı, Türkiye'de uyuşturucu veya uyarıcı madde ihracı dolayısıyla yapılacak yargılama sonucunda hükmolunan cezadan mahsup edilir.
(3) Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri ruhsatsız veya ruhsata aykırı olarak ülke içinde satan, satışa arz eden, başkalarına veren, sevk eden, nakleden, depolayan, satın alan, kabul eden, bulunduran kişi, on yıldan az olmamak üzere hapis ve bin günden yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.(64)67 (Ek cümle: 18/6/2014 – 6545/66 md.) Ancak, uyuşturucu veya uyarıcı madde verilen veya satılan kişinin çocuk olması hâlinde, veren veya satan kişiye verilecek hapis cezası on beş yıldan az olamaz.(65)
(4) (Değişik: 27/3/2015-6638/11 md.) a) Yukarıdaki fıkralarda belirtilen uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin eroin, kokain, morfin, bazmorfin, sentetik kannabinoid ve türevleri, sentetik katinon ve türevleri, sentetik opioid ve türevleri veya amfetamin ve türevleri olması,
b) Üçüncü fıkradaki fiillerin; okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi,
hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) (Değişik: 18/6/2014 – 6545/66 md.) Yukarıdaki fıkralarda gösterilen suçların, üç veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
(6) Üretimi resmi makamların iznine veya satışı yetkili tabip tarafından düzenlenen reçeteye bağlı olan ve uyuşturucu veya uyarıcı madde etkisi doğuran her türlü madde açısından da yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanır. (Ek cümle: 29/6/2005 – 5377/22 md.) Ancak, verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir.
(7) Uyuşturucu veya uyarıcı etki doğurmamakla birlikte, uyuşturucu veya uyarıcı madde üretiminde kullanılan ve ithal veya imali resmi makamların iznine bağlı olan maddeyi ülkeye ithal eden, imal eden, satan, satın alan, sevk eden, nakleden, depolayan veya ihraç eden kişi, sekiz yıldan az olmamak üzere hapis ve bin günden yirmibin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(8) Bu maddede tanımlanan suçların tabip, diş tabibi, eczacı, kimyager, veteriner, sağlık memuru, laborant, ebe, hemşire, diş teknisyeni, hastabakıcı, sağlık hizmeti veren, kimyacılıkla veya ecza ticareti ile iştigal eden kişi tarafından işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Uyuşturucu Veya Uyarıcı Madde İmal Ve Ticareti Suçu Nedir?
Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri imal ve ticareti suçu TCK. m. 188'de düzenlenmiştir. Buna göre kanunda sayılan uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri yetkili makamlardan alınmış bir izin olmadan imal, ithal veya ihraç eden, satan, başkalarına veren, nakleden, saklayan kişiler bu madde uyarınca cezalandırılacaktır. İlgili suçun kanun hükmünde sayılan kişilerce (doktor, eczacı, kimyager vs...) işlenmesi durumunda verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Kimler Bu Suçun Faili Olabilir?
TCK hükümleri gereği her gerçek ve tüzel kişi bu suçun failin olabilir. Failin tüzel kişi olması durumunda verilecek ceza kanunda öngörülen miktarda artırılır.
Kimler Bu Suçun Mağduru Olabilir?
İlgili suç, TCK'nın ''Topluma Karşı İşlenen Suçlar'' başlığı altında düzenlenmiştir. Suçun mağduru toplumu oluşturan her bireydir.
Uyuşturucu Veya Uyarıcı İmal Ve Ticareti Suçunda Etkin Pişmanlık Hükümleri Uygulanır mı?
Uyuşturucu veya uyarıcı imal ve ticareti suçunda etkin pişmanlık hükümleri TCK m. 192'de düzenlenmiştir. Bu maddeye göre etkin pişmanlık hükümlerini iki farklı şekilde ele almak gerekmektedir.
İlgili hükmün, 1. Fıkrasına göre RESMİ MAKAMLAR HABER ALMADAN ÖNCE , kişi diğer suç ortaklarını ve uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin saklandığı veya imal edildiği yerleri merciine haber
verirse, verilen bilginin suç ortaklarının yakalanmasını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini sağlaması halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.
denilmektedir. Bununla birlikte aynı hükmün 2. Fıkrasında resmi makamlar haber almadan önce, uyuşturucu ve uyarıcı maddeyi kimden,nereden ve nezaman elde ettiğini gerekli merciine haber verdiği vakit, hakkında cezaya hükmolunmayacağı belirtilmiştir.
İlgili hükmün 3. Fıkrasında ise, bu suçların haber alındıktan sonra gönüllü olarak, suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet veya yardım eden kişi hakkında verilecek cezanın yardımın niteliğine göre dörtte birinden yarısına kadar indirileceği belirtilmiştir.
Uyuşturucu Veya Uyarıcı İmal Ve Ticareti Suçunda Görevli Ve Yetkili Mahkeme Neresidir?
Uyuşturucu veya uyarıcı imal ve ticareti suçunda görevli mahkeme, Ağır Ceza Mahkemesidir. CMK m.12 uyarınca ise yetkili mahkeme, suçun işlendiği yer mahkemesidir.
KULLANMAK İÇİN UYUŞTURUCU VEYA UYARICI MADDE SATIN ALMAK, KABUL ETMEK, BULUNDURMAK VE KULLANMA SUÇU
Madde 191- (Değişik: 18/6/2014 – 6545/68 md.)
(1) Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın, beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir. Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır. (Ek cümle:28/3/2023-7445/18 md.) Erteleme kararı kolluk birimlerine de bildirilir.
(3) (Değişik:28/3/2023-7445/18 md.)Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Bu süre denetimli serbestlik müdürlüğünün teklifi üzerine veya resen Cumhuriyet savcısının kararı ile altışar aylık sürelerle en fazla iki yıl daha uzatılabilir. Hakkında denetimli serbestlik tedbiri verilen kişi, gerek görülmesi hâlinde denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulabilir. Cumhuriyet savcısı, erteleme süresi zarfında uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanıp kullanmadığını tespit etmek için yılda en az iki defa şüphelinin ilgili kuruma sevkine karar verir.
(4) Kişinin, erteleme süresi zarfında;
a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,
b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,
c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, hâlinde, hakkında kamu davası açılır.
(5) Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.
(6) Dördüncü fıkraya göre kamu davasının açılmasından sonra, birinci fıkrada tanımlanan suçun tekrar işlendiği iddiasıyla açılan soruşturmalarda ikinci fıkra uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilemez.
(7) Şüpheli erteleme süresi zarfında dördüncü fıkrada belirtilen yükümlülüklere aykırı davranmadığı ve yasakları ihlal etmediği takdirde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir.
(8) Bu Kanunun;
a) 188 inci maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti,
b) 190 ıncı maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma, suçundan dolayı yapılan kovuşturma evresinde, suçun münhasıran bu madde kapsamına girdiğinin anlaşılması hâlinde, sanık hakkında bu madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.
(9) Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hâllerde, Ceza Muhakemesi Kanununun kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin 171 inci maddesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 231 inci maddesi hükümleri uygulanır.
(10) (Ek: 27/3/2015-6638/12 md.) Birinci fıkradaki fiillerin; okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Uyuşturucu Veya Uyarıcı Madde Kullanma Suçu Nedir?
Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri satın alma, kullanma, bulundurma ve kabul etme suçu TCK. m. 191'de düzenlenmiştir. Satın alan, kabul eden veya bulunduran ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi ilgili kanun hükmü gereği iki yıldan beş yıla kadar cezalandırılır. Ancak ilgili hükmün, ikinci fıkrası gereği, ilgili suçtan soruşturma başlatılan kişi hakkında, şartlar aranmaksızın kamu davasının açılması ertelenir. Ayrıca, hakkında ertelemeye hükmolunan kişi hakkında bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Ayrıca kişi, erteleme süresi boyunca, ilgili maddenin 4. Ve 5. Fıkrasına aykırı hareket etmemekle yükümlüdür.
Kimler Bu Suçun Faili Olabilir?
İlgili suçun faili ancak gerçek kişiler olabilmektedir.
Kimler Bu Suçun Mağduru Olabilir?
İlgili suç, TCK'nın ''Topluma Karşı İşlenen Suçlar'' başlığı altında düzenlenmiştir. Suçun mağduru toplumu oluşturan her bireydir.
Uyuşturucu Veya Uyarıcı Madde Kullanımı Suçunda Etkin Pişmanlık Hükümleri Uygulanır mı?
Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanımı suçunda etkin pişmanlık hükümleri TCK m. 192'de düzenlenmiştir. Bu maddeye göre etkin pişmanlık hükümlerini iki farklı şekilde ele almak gerekmektedir.
İlgili hükmün, 1. Fıkrasına göre RESMİ MAKAMLAR HABER ALMADAN ÖNCE , kişi diğer suç ortaklarını ve uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin saklandığı veya imal edildiği yerleri merciine haber
verirse, verilen bilginin suç ortaklarının yakalanmasını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini sağlaması halinde, hakkında cezaya hükmolunmaz.
denilmektedir. Bununla birlikte aynı hükmün 2. Fıkrasında RESMİ MAKAMLAR HABER ALMADAN ÖNCE, uyuşturucu ve uyarıcı maddeyi kimden,nereden ve nezaman elde ettiğini gerekli merciine haber verdiği vakit, hakkında cezaya hükmolunmayacağı belirtilmiştir.
İlgili hükmün 3. Fıkrasında ise, bu suçların haber alındıktan sonra gönüllü olarak, suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet veya yardım eden kişi hakkında verilecek cezanın yardımın niteliğine göre dörtte birinden yarısına kadar indirileceği belirtilmiştir.
Uyuşturucu Veya Uyarıcı Madde Kullanımı Görevli Ve Yetkili Mahkeme Neresidir?
Uyuşturucu veya uyarıcı imal ve ticareti suçunda görevli mahkeme, Asliye Ceza Mahkemesidir. CMK m.12 uyarınca ise yetkili mahkeme, suçun işlendiği yer mahkemesidir.
UYUŞTURUCU MADDE KULLANIMIYLA UYUŞTURUCU MADDE TİCARETİ SUÇU ARASINDAKİ FARK
Yapılan aramalarda üzerine, aracında, hanesinde veya benzer nitelikte bir mekanda, uyuşturucu veya uyarıcı madde ele geçirilmesi sonrasında, kişi hakkında TCK m. 188 mı yoksa TCK m.191 uyarınca yargılama yapılacağı tartışmalı bir konudur. Kimi durumlarda uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanan kişiler TCK m. 188 kapsamında yargılanarak mağdur olabilmektedir. Bu gibi durumlarda, suçu tasnif ederken bulunan uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin miktarları, bulundurulma şekli, yeri veya farklı uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin bulunup bulunmaması Yargıtay'ın yerleşmiş içtihatlarına göre dikkate alınmalıdır.
Belli bir miktar olmamakla birlikte, kişisel kullanım miktarının belirlenmesinde Yargıtay farklı maddeler için farklı kullanım miktarları belirlemiştir. (Esrar için günde 3 kere olmak üzere 1-1,5 gr(135 gr/ayda), eroin için 150 mg/gün, metanfetamin için 35 gr/gün gibi) Belirlenen miktarlar kesin olmamakla birlikte, mevcut olayın koşullarına göre farklı farklı değerlendirme yapmak her olay açısından daha sağlıklı olacaktır. Zira belirtilen kriterler ışığında verilen Yargıtay kararında sanığın üzerindeki poşette ele geçirilen 811 gr. kenevir bitkisi dışında, sanığın uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçunu işlediğine dair somut bir delil ele geçirelememesinden bahisle, sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmünün bozulmasına karar verilmiştir. İlgili kararda görüleceği üzere, Yargıtay, belli bir miktarın üzerinde uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmanın, sanık ifadesindeki beyanları dışında, mevcut başka hukuki ve suçun işlendiğini gösteren kuvvetli bir delil yoksa, ilgili maddeleri şahsi kullanım amacıyla bulunduruluğunu kabul etmek gerektiğini savunmuştur.
T.C. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, E. 2012/10-1335, K. 2013/423, T. 22.10.2013
....
Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuarları Dairesince düzenlenen raporda; yeşil renkli bitki parçalarının, uyuşturucu maddelerden tetrahydrocannabinol ihtiva eden, esrar elde etmeye elverişli hint keneviri bitkisi parçaları olduğu,
Adli Tıp Kurumunca düzenlenen raporda; tüm miktarlar dâhil olmak üzere, toplam net ağırlığı 1.335 gram bulunan maddenin kenevir bitkisi olduğu, elemek suretiyle 345.510 gram toz esrar elde edilebileceğinin belirtildiği,
...
Fiilin kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu mu, yoksa uyuşturucu madde ticareti suçunu mu oluşturacağının belirlenmesinde etkin rol oynayan husus, sanığın amacıdır.
Uyuşturucu madde bulundurmanın kullanma amacına yönelik olup olmadığının tespit edilmesinde dikkate alınması gereken ve öğreti ile uygulamada da kabul görmüş olan bazı ölçütler bulunmaktadır.
Bu ölçütlerden ilki; failin bulundurduğu uyuşturucu maddeyi başkasına satmaya da devir veya tedarik etme hususunda herhangi bir davranış içerisine girip girmediği, ikincisi; uyuşturucu veya uyarıcı maddenin bulundurulduğu yer ve bulunduruluş biçimidir. Şahsi kullanımı için uyuşturucu madde bulunduran kimse, bunu her zaman kolaylıkla erişebileceği bir yerde, örneğin evinde veya işyerinde bulundurmaktadır. Uyuşturucu maddenin çok sayıda ve özenli olarak hazırlanmış küçük paketçikler halinde bulunması, her paketçiğin içine hassas biçimde yapılan tartı sonucu aynı miktarda uyuşturucu madde konulmuş olması, uyuşturucu maddenin ele geçirildiği yer veya yakınında hassas terazi ve paketlemede kullanılan ambalaj malzemelerinin bulunması, kullanım dışında bir amaçla bulundurulduğu hususunda önemli bir belirti olacaktır. Kabul edilen üçüncü ölçüt ise bulundurulan uyuşturucu veya uyarıcı madde miktarıdır. Şahsi kullanım için kabul edilebilecek miktar, kişinin fiziksel ve ruhsal yapısı ile uyuşturucu veya uyarıcı maddenin niteliği, cinsi ve kalitesi ile somut olayın özelliklerine göre değişiklik gösterebilmektedir.
....
Adli Tıp Kurumu tarafından esrar kullananların her defasında bir ila bir buçuk gram olmak üzere günde üç kez esrar tüketebilecekleri değerlendirilmektedir. Yine esrar kullanma alışkanlığı olanların, birkaç aylık ihtiyacı karşılayabilecek miktarda esrar maddesini ihtiyaten yanlarında ya da kolay ulaşabilecekleri bir yerde bulundurabildikleri adli dosyalara yansıyan ve bilinen bir husustur. Buna göre esrar kullanan faillerin, olağan sayılan bir süre içerisinde kişisel olarak kullanıp tüketebilecekleri miktarın üzerinde esrar maddesi bulundurmaları durumunda, bulundurmanın kişisel kullanım amacına yönelik olmadığı, ancak uyuşturucu maddenin ticaret amacıyla bulundurulduğuna ilişkin başkaca somut delil yoksa şahsi ihtiyaç ya da daha az miktarda uyuşturucu madde bulundurulmasının kullanmak amacı taşıdığı kabul edilmelidir.
....
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Bir ihbar üzerine yakalanan sanığın üzerinde taşıdığı poşetin içerisinde ele geçirilen kenevir bitkisi dışında, uyuşturucu madde ticareti yaptığı yolunda teknik ya da fiziki takip, tanık beyanı, iletişimin tespiti v.b gibi somut, yeterli, her türlü şüpheden arınmış, kesin ve inandırıcı herhangi bir delil elde edilememesi, uygulamada ilke olarak kabul edilen yıllık uyuşturucu madde kullanım miktarı göz önünde bulundurulduğunda, adli raporda belirtilen 345,510 gramlık esrar maddesinin yıllık şahsi kullanım sınırları içerisinde olması, sanığın uyuşturucu maddeyi satmak için değil kullanmak amacıyla satın aldığı yönündeki aksi kanıtlanamayan istikrarlı savunmaları birlikte değerlendirildiğinde, uyuşturucu madde ticareti suçunu işlediği şüphe boyutundan öteye geçememektedir.
Bu itibarla; sanığın sübuta eren eyleminin kullanmak amacıyla uyuşturucu madde bulundurma suçunu oluşturduğu yönündeki Özel Daire bozma ilamında bir isabetsizlik bulunmadığından, itirazın reddine karar verilmelidir.
...
Tekrardan önemle belirtmek gerekmektedir ki, miktarlar her somut olayda objektif şekilde belirlenecek esaslar doğrultusunda hüküm kurulacaktır. Belirtilen miktarları kesin olarak değerlendirmek doğru olmayacaktır.
Ele geçirilen uyuşturucu veya uyarıcı maddelerden kaynaklı yapılan yargılamada, suçun TCK m. 188 mi yoksa TCK m. 191 kapsamına sokulmasında miktar çok önemli bir husus iken, bununla birlikte ilgili maddelerin saklanış biçimleri, bulundurulma yeri veya farklı çeşit maddelerden oluşuyor olması da önemlidir.
Unutulmamalıdır ki, ceza muhakemesinin amacı, somut olayda maddi gerçeğe ulaşmak, SUÇ İŞLEDİĞİ SABİT OLAN FAİLİ cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasını önlemek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmektir. Ceza muhakemesinin en önemli ilkelerinden birisi de, halk içerisinde ''Masumiyet karinesi'' olarak bilinen ''Şüpheden sanık yararlanır ilkesi''dir. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın mahkûmiyetine karar verilebilmesi açısından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlak surette sanık yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği ya da gerçekleştiriliş şekli hususunda herhangi bir şüphe belirmesi halinde uygulanabileceği gibi, suç niteliğinin belirlenmesi bakımından da geçerlidir. Görüleceği üzere fail üzerinde sadece fazla miktarda uyuşturucu veya uyarıcı madde bulunması, başka herhangi bir somut delil bulunmaması halinde olayın objektif şekilde değerlendirilmesi ve ona göre bir sonuca varılması, başka bir deyişle ''PEŞİN HÜKÜM KURULMAMASI'' gerektirmektedir.